Milletvekili dokunulmazlığını araştırma komisyonunun, uzun araştırma ve de incelemeleri! sonrasında, milletvekili dokunulmazlığına dokunulamaz kararını aldığı geçmiş dönemlerden sonra, gündemimizi yeniden işgal etmeye başlayan, mal varlığı tartışmaları ile yeniden su yüzüne çıkan dokunulmazlık kalkanı konusunda herkesi protestolu dokunmaya davet edip, başbakanlığa bir mektup yazarak,
“ milletvekili dokunulmazlığını araştırma komisyonunun, milletvekillerinin dokunulmazlıklarına dokunulamaz geçmiş kararını, vatandaşlık komisyonu üyesi olarak protesto ediyorum”, imza vatandaş diye bir öneriyi yaptıktan sonra, dünyada eşi benzeri olmayan böyle bir ülkenin önce vatandaşları olarak, sonra diğer vatandaşlar ile, onların yaşamlarını sürdürebilmeleri için çalışmak zorunda oldukları işyerlerinin işgücü ihtiyaçlarını karşılamak üzere karşılıklı oturarak iş görüşmeleri yaptıkları, içlerinden nitelikleri uygun olanlarını, ihtiyaç duydukları görevlere yerleştirdikleri işleri ve bu diğer vatandaşların diğer işleri ile eğitimlerini, kariyer planlamalarını, performans değerlendirmelerini, ücretlendirilmelerini yapan, sosyal hayatlarının iyileştirilmesi için sosyal faaliyetler organize eden, moral-motivasyon teorileri üreten, iş hayatını ilgilendiren tüm yasalarla ilişkili olarak, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı ve bölge çalışma müdürlükleri, sosyal sigortalar kurumu, iş kurumu, vergi daireleri, emniyet müdürlükleri gibi kamu kurum kuruluşları ile temaslar kuran, hele hele yeni iş yasası ve yabancıların çalışmaları ile ilgili yasaların yürürlüğe girmeleri ile önemlerinin daha çok arttığının söylendiği, işyerleri kazandıkça parsayı diğer departmanlara yükleyen, kaybettikçe ilk suçlu ilan edilip öncelikli emekli edilen, mutsuz çalışanlar varsa neden olarak gösterilen, mutluların olduğu yerlerde işini iyi yapmışsın sırt sıvamaları yapılmayan, rakamlarla ölçülebilen işler üretmedikleri, ölçümlerinin zor olduğu işlerle uğraşan, bu yüzden de çoğunlukla diğerlerince, daha çok da ulema olduklarını sanan genel müdürlerince “ne yapıyorsunuz ki?” sorularına muhatap olan değerli insan kaynakları yöneticisi arkadaşlarıma bir çift sözüm olduğu için milletvekilliği dokunulmazlığına dokunma kararına ara verip,
“değerli arkadaşlarım, sevgili meslektaşlarım, ülkemizin içinde bulunduğu çelişkili, sıkıntılı durumlarını izleyen en kaygılı, en üzüntülü, en ne olacağız diyen taraflarından birileri olarak, işimizin kolay olmadığını, hatta zordan da zor olduğunu, ama yılmadan, korkmadan, ürkmeden dimdik ayakta, hazır kıta beklediğimizi dünya aleme göstermeye gerek olup olmadığını sorgulamak üzere…” şeklindeki sözcüklere dönmüştüm ki,, bir zamanlar PTT kuyruklarında ömür çürüterek, ailemize param bitti diyecek kadar bir sözcükle iyilik haberlerini almak ve sunmak çağından çıkıp, en ücra köşelerine kadar, bin bir türü ile, en fakirimizden en zenginimize, evlerimize, ceplerimize girmiş teknolojik aletin zır zır ötmeye başlaması, zihnimi bir an dağıtır gibi olsa da, oğlumun, baba ben bir saat daha gecikeceğim sözleri beni çileden çıkarmak üzereyken, milletvekili dokunulmazlığına dokunmak üzere yazmaya başladığım yazımın nerelere gittiğini anlayıp, yazıyı bitirmem gerektiği düşüncesi ile dokunulmazlığa hep beraber dokundurmayı hatırlatarak, yazmayı kesiyor, herkese mutlu günler diye dua ettikten sonra, geriye dönüp şöyle bir bir yazdıklarımı okudum ve baya bir absürt yazı olduğuna ve sevgili okuyucularımdan bu satıra kadar dayandılarsa özür dilemem gerektiğine karar verd
im.
Bülent Çapar
Comments