top of page
Yazarın fotoğrafıBÜLENT ÇAPAR

ELİM SENDE

Güncelleme tarihi: 2 Haz 2022

İnsan ne kadar özgürse, o kadar yol yürür. Ya da başka bir deyişle izin verildiği kadar yürür.


Uzaklarda bir yerde, bilgisayarın başında, eli klavyenin tuşlarında, beynindeki kelimeleri yuvarlayıp, anlaşılır kılmaya çalışmak, yaşadığın duygulardan daha zor. Yaşadığın şeyler senindir. Acısıyla, tatlısıyla bir daha dönmemecesine yaşanmış ve bitmiştir. Onları senden kimse alamaz, hatta sen bile.


Dünyanın her yerinde birileri birileriyle yaşar. O birileri başka birileri ile yaşamaya başlarsa bile, önceki birileri ile yaşadıkları da başka birileri ile yaşamaya başladıkları yerde, anılardadır.

Tıpkı “Akşam Eleği” nde olduğu gibi.


Hani çocukluğumuzda oynadığımız oyunlar vardır. Şimdiki çocukların elim sende diyerek arkadaşına dokunup kaçtığı, arkadaşının kovalayıp kaçana dokunmaya çalışmasıyla oynanan oyunumuz vardı. Biz bu oyuna akşam eleği derdik.


Kim bilir kaç kişi, kaç kişiden akşam eleği alacaklıdır. Herkes birilerinden bir akşam eleği alır ve başka yerlere, başkaları ile yaşamaya gider. Hep sıra birilerindedir ve hep alacaklıdır birilerinden. Genelde bir anlaşma olmadan yine gelinir, yine görüşülür, biri gider ya da gelir yine görüşülür. Ama biri hep elek alır ve gider, sonra öbürü, hayatın bir “sürgit” olduğu gibi, bu da sürüp gider.


Hep birileri, yıllardan sonra çocukluk anılarınızın bir köşesinde, henüz yaşlanmamış, fiziki değişime uğramamış halleriyle kalırlar. Çünkü aynı gökyüzü izlenmiş, aynı yağmurlarda ıslanılmış, aynı fırınlardan ekmek yenmiş, aynı yollarda çamura batmış ayakkabılar aynı boyacılara boyatılmıştır.


Bilmem herkes bilir mi, bir başka oyun da, mahalle aralarında, bir yuvarlak daire içine, tenis topu büyüklüğünde bir yuvarlak taşın koyulup, elimizdeki elips şeklindeki diğer taşlarla onu vurmaya çalıştığımız “ BOKUÇ ” oyunu vardı. Hep bir cezalısı olur bu oyunun. Bu cezalıya ebe denirdi.


Kimi sefer de o oyun oynanırdı. Bu oyunda birileri daha olmalı. Sevecen olmalı, dost olmalı, burnu küçük ya da orta boy olmalı. Sırayla ebe olmalı, hep beraber oynamalı.


Sahi neden hep biz ebe oluyoruz, neden hep ayvayı bizler yiyoruz? Başka büyük, en büyük, en ünlü cenderme ülkelerde yağmur yağar, biz nezle oluruz, onlar yaşar biz ölürüz.


Bir yerlerde birileri birilerini görür, birilerine git bir yerleri bitir der. Birileri görür hiçbir şey demez. Bu birileri öbürlerine kızar, onları ebe yapar.


Bizdeki birileri elini verir, sanırlar ki bize gelecek. Aslında verilen senin elindir…


Bir Alman misafir söylemişti: “Siz tesadüfen yaşıyorsunuz, biz tesadüfen ölürüz…”


Uykuda mısın, sevgili yarim uyaaaan uyan, aç pencereni, göreyim yüzünü uyaaan, uyan…


Elim sende, elim sende… Elek alma sırası kimde?


Kimbilir…?


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page