- Hadi gel seni otel kadrosuna alalım,
(Alaycı bir ses tonu ile);
- Ne o, kış kadrosuna mı bırakacaksın beni!!
Sustum bir an. Beni size getiren kişi sizden büyük der gibiydi. Sustuğumu görünce devam etti.
- Bana yaz kış iş ayarlıyor, sen verebilecek misin?
Daha çok sustum, kafamı boynumun içine çektim, görmesin dedim ama gözlerim dışarıda kaldı. Saklamaya çalıştım ancak alaycı bakıştan kaçıramadım. Göz göze bana ders verdi. Yoktu elimde bir fırsat ki şöyle ağzı dolu bir evet çıksaydı ağzımdan. İçimden yüzüne karşı kimlere neler söyledim neler…
Beni bu tavır karşısında eli kolu bağlı bırakan ben değildim. Sezon gelir adam bulamıyorsun, sen nasıl İK Müdürüsün diyen genel müdürlere laf anlatmaya çalışırsın, sezon biter gel seni gelirlerinden yoksun kalacağın bir altı aylık döneme gönderiyorum dediğin elemanlara laf anlatmaya çalışırsın, gün gelir içerideki departman yöneticilerine, kraldan fazla kralcı kesilen genel müdür yardımcılarına laf anlatmaya çalışırsın.
Bilmeyen yoktur ve hep konuşuruz sezonluk otellerde, sezonluk çalışmaların önüne geçilmedikçe sürekli ve kalifiye eleman bulundurmak zordur. Haklıdır eleman, haklıdır sezonluk çalışan personel. Sende çalışır ve hep umar kadroya kalmayı. Kalamayınca da kalabileceği bir diğer tesisi arar. Bulduğu anda sana bir kez daha sorar eğer o kadroya kalma işlevini yapamazsan bırakır gider. Sen de yerine bir başka sezonluk aramaya başlarsın. Bu hayatın bir sürgit olduğu gibi sürer gider.
Bu süreç turizmcileri ekstra eleman firmaları ile baş başa bıraktı. Birkaç firma ile başlayan bu ekstra eleman sağlama firmaları çığ gibi büyüdü. Önce müdürlerin karlı olarak görerek bu işe başlamaları, sonra garson seviyesine kadar inip herkes bu işi yapmaya başladı.
Reklamları, en iyi eleman bende, en ucuzu bende, … TL elemana veriyorum, …TL SGK’ları tutuyor, … TL/kişi de ben istiyorum…
Bakıyorsun ücretler senin maliyetinden daha az. Kıdemdi, yıllık izindi, ihbardı… gibi ekler de yok, firma üstlenmiş, tercih ediyorsun.
Peki ne yapmalı?
Bir gurup İnsan Kaynakları Yöneticisi olarak hazırladığımız bir raporu gerekli merilere sunmuştuk. Özetle:
Sezonluk çalışmaları minimum 7 ay işveren, 2,5 Ay turist ayak bastı parası ile oluşacak fondan, 2,5 ay da işsizlik fonundan olacak şekilde bir sistemi benimsemiştik. 7 ay sonrası kalan 5 ayın sigortası da yarı yarıya işveren ve devlet tarafından karşılanacak.
Turist ayakbastı parasını hangi tesise geliyorsa o tesis adına fonda biriksin, denetimli kullansın demiştik.
Başka bir sürü önerimiz içinde en çok da bu önerimiz beğenilmişti. Ancak tesislere değil Turizm Bakanlığı ya da il valilikleri bütçesine aktarılması kısmı benimsenmiş diye duymuştum.
Eğer sezonluk çalışanların sezonluk çalışmalarının dışındaki zamanlarını düzenleyemezsek sektör eleman düzeyinde kayıplar yaşamaya devem edecek.
Bülent Çapar
Comments